SaRı BloG

RSS

Tarkan’dan Yeni Albüm

Tarkan sonunda albümünü çıkartmış Hayırlı olsun. Tam anlamıyla dinleyemedim ama bir iki tanesi güzel duruyo sanki Ben Dedikodu’yu sevdim sanki Ama “Sen Başkasın” , “Dön Bebeğim” , “Kış Güneşi” , “İkimizin Yerine” ve dahası Unutulurmu demi Çok zaman olmadı aslında albüm çıkartmayalı 2 sene felen heralde ama 2001 ve 2005 yıllarındaki albümleri kadar akıllarda kalmadı sanırsam En azından ben”Karma” ve “Dudu” albümü sonrasında pek bişi hatırlamıyorum Bounce bence çok kötü bi yapımdı ama yeni albüm biraz yerleşsin düşüncelerimizi tekrar paylaşırız. İnşallah unutulmayacak bi albüm olur.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Özlem Tekin Dağları Deldim Tek başıma şarkı sözü

Özlem Tekin Dağları Deldim Tek başıma şarkı sözü

Dün telefonumun elime ulaştığını söylemişitm ve telefonumdaki şarkılardanda. İşte bu şarkılardan hoşuma giden bir tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu şarkı özlem tekin tarafından söylenen bir şarkıydı. Eski bir şarkıdır hepinizi hatırlarsınız Dağları deldim diyordu şarkıda…Neyse nakarat kısmı o kadar önemli değil asıl yazma nedenim tarzında söylediği kısmı. Orası çok hoşuma gidiyor sözlerini çok beğendim …Dağları deldin parçasının klibini izlemek için Büyük yazılan kısımlar bahsettim kısımdır. Gerçekten çok güzel yazmışlar …
Özlem tekin Dağları deldim şarkı sözübomboştu uzun zamandır kalbimdüşlerim evim buz gibi ellerimseni buldu karanlıktayanlızdım sende yanlızdın aslındagüzel olduğu gibi olduğu yerdeama olduğu gibi görünecek cesur adam nerdeeeeeeeeAllah‘ın cezası bir kaç hafta sürealışmadan aman abi yakınlaşmadan şu meseleaşıksan korkuyorsan kayıpsevipte susuyorsan ayıp yazıkdaha gerçek ne var hayattahem ne var korkup kaçacak bundabiter tabi istersenyeter çeker gidersin ayrı ama bil başarırım sen olmasanda yaşatırım bu aşkıdağları deldim tek başıma çölleri aştım birtek ben erleri yendim kız başımasende yıkılmamdağları deldim tek başıma çölleri aştımbirtek ben erleri yendim kız başımasende yıkılmamdağları deldim tek başıma çölleri aştım bir tek benerleri yendim kız başımasende yıkılmam
görgülü bilgili olsun zengin olsun diye hiiiiç işim olmazbenim keyfim yerindemagazin malı güllü dallı motorlar gibi koca aramıyorum ki oğlum ben bu şarkılar niyeaşk için aaaaaaşkbende sapına kadar var o ayrı ama bil kesip atamamsen olmasanda unutamam ben bu aşkı

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Hırsızlar sahili çaldı

Hırsızlar sahili çaldı

Bu işin ucu bucağı yok! Hırsızlar bu kez sahilin peşindeydi. Nasıl mı?24.12.2007 10:44
Denize kıyısı bulunmayan Macaristan’ın yapay sahili çalındı. Hırsızlar nehir kenarındaki Mindzentas’ın kumuna kadar her şeyini bir gecede götürdüMacaristan'ın insan eliyle yapılan yapay sahil köyü Mindzentas önceki gün soyuldu. Adını köyün ortasından geçen nehirden alan Mindzentas ülkenin en gözde tatil beldesi olarak biliniyordu. Nehir kenarının Arizana Çölü’nden gelen özel kumla doldurulduğu köye giren hırsızlar önce otel ve restoranları soyup ardından kumsala yöneldiler.Sahildeki şezlong, şemsiye, bank, çöp kutuları gibi pek çok objeyi çalan hırsızlar bu da yetmezmiş gibi altı bin metre küplük kumu ve palmiyeleri de yanlarında götürmeyi unutmadılar. Macar polisi olayla ilgili soruşturma başlatırken, Schengen bölgesinde bulunan Mindzentas’ı talan eden hırsızların kamyonlarla sınırı çoktan geçmiş olacağı açıklandı.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Doğanın Dengesi

Temel ormanda ağaç kesiyormuş, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar, Temel'i bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun; -Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş, Temel de anlatmış; - Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki ne Doğan'ı taniyruuum, ne de yengesuni..

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Milli Kütüphane

Milli Kütüphane

Milli Kütüphane, Türkiye’de, dünyada var olan benzerleri gözetilerek kurulmuş olan ulusal bir kütüphanedir. Ankara il merkezinde Çankaya ilçe sınırları içerisinde Eskişehir yolu üzerinde Bahçelievler girişinde yer almaktadır.
Kuruluş kökeni 15 Nisan 1946 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Yayımlar Müdürlüğü’ne bağlı olarak bir büronun açılmasına dayanır. Kuruluşuyla birlikte ilk yılı içerinde 8.000 adet basılı içeren bir arşive sahip olunmuştur. Arşivin daha da hızlı büyüyeceği öngörülerek ilk bürosundan çıkarılıp 17 Nisan 1947 tarihinde geçici olarak yeni bir binaya taşınmıştır. Yeni binaya taşınmasıyla birlikte arşiv varlığı hızla 60.000 adete ulaşmış. O dönemde oluşan gereksinim nedeniyle arşivin kullanıcılara açılabilmesi amacıyla günümüzde Ankara İlk Halk Kütüphanesi olarak kullanılan ve Kumrular sokakta yer alan binaya taşınmış ve 16 Ağustos 1948 tarihinde resmi olarak kullanıcılara hizmet vermeye başlamıştır.
Milli Kütüphane, 29 Mart 1950′de TBMM’de kabul edilen adına özel kuruluş yasası ile Milli Eğitim Bakanlığından bağımsız olarak tüzel kişiliğe kavuşturulmuştur. 18 Mayıs 1955 tarihinde ise var olan kuruluş yasasına ek yapılarak Milli Kütüphane kapsamında Bibliyografya Enstitüsünün kuruluşu yasal olarak sağlanmıştır.
Günümüzde kullanılan Milli Kütüphane binası için çalışmalara 1965 yılında başlanmıştır. Binanın tasarlanma süreci 1965 ile 1973 yılarını kapsamış ve yapım çalışmalarına 1973 yılında başlanabilmiştir. Milli Kütüphane binası 1982 yılında bitirilmiş ve 5 Ağustos 1983 günü kullanıcılarına yeni binasında hizmet vermeye başlamıştır.
Kitap, süreli yayın ve kitap dışı belgelerden oluşturulan 1.701.377 eserlik bir arşivi vardır. Arşiv varlığı içerisinde kitap sayısı 993.904 adettir. Kitap dışı; günlük gazete, dergi, bülten ve yıllık türü basılı belgelerden oluşan 581.763 ciltlik bir süreli yayın arşivi bulunmaktadır. Milli Kütüphane’nin 25.366 adet el yazması eseri de arşivlerinde bulundurmaktadır. Bunların dışında da; toplam sayısı 100.344 adedi bulan afiş, harita, nota, ses kaydı, resim gibi özel koşullarına uygun olarak arşivlenmiş olarak kapsamında barındırmaktadır.
Milli Kütüphane binasının mimari özellikleri:
Bina toplam olarak 39.000 m² kullanım alanına sahiptir.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Ankara’nın Başkent Olması

Mustafa Kemal Paşa, Erzurum, Sivas Kongrelerinden sonra 27 Aralık 1919 günü Temsilciler Kurulu üyeleriyle birlikte Ankara’ya geldi.
O zamana kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul idi. Osmanlı Mebusan Meclisi son kez 12 Ocak 1919′da İstanbul’da toplandı. 16 Mart 1919 günü İngilizler İstanbul’a girdi. Önce meclisi bastılar. Bu olay üzerine birçok milletvekili Anadolu’ya geçti. Yakalananlardan çoğu tutuklandı. Artık Osmanlı Mebusan Meclisi’nin İstanbul’da toplanma olasılığı kalmamıştı. Milletvekillerinin toplanacağı ve ülkenin yönetileceği bir başkent gerekiyordu.
Ankara, Anadolu’nun ortasında, savaş cephelerine eşit uzaklıkta bir kentti. Savaşın yönetimi ve haberleşme, Ankara‘dan kolaylıkla yürütülürdü. Dağılan Osmanlı Mebusan Meclisi üyeleri ile Sivas ve Erzurum Kongreleri’nde seçilen temsilcilerin bir yerde toplanması gerekiyordu. Bu nedenle 19 Mart 1919 günü Mustafa Kemal Paşa kimi illere ve komutanlıklara bir genelge gönderdi. Bu genelgede özetle; “Osmanlı Devletinin yaşamı ve egemenliğinin sona erdiği” bildiriliyor, “Türk ulusu kendi yaşamını ve bağımsızlığını koruyacaktır.” deniliyordu. Bu genelgeden sonra temsilcilerle Osmanlı Mebusan Meclisi’nden gelen üyeler Ankara’da toplanmaya başladılar. Ankaralılar onları coşkuyla, sevinçle, sevgiyle karşıladı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 günü, Ankara’da açıldı. Meclis, ilk oturumunda Mustafa Kemal Paşa’yı başkan seçti. Mustafa Kemal Paşa bundan sonra ülkeyi kurtarma çalışmalarını Anadolu’nun bu küçük kentinde sürdürdü. Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın planları bu yoksul kentte hazırlandı. Savaşın başarıya ulaşması için düzenli ordular kuruldu. Bu ordular İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da düşmanı bozguna uğrattı. 30 Ağustos 1922′de kazanılan Başkomutanlık Savaşı ile Kurtuluş Savaşı’mız tamamlandı.
Yurdumuz düşmanlardan kurtulduktan sonra 13 Ekim 1923 günü İsmet Paşa ve dört arkadaşı Ankara’nın başkent olması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yasa önerisi verdiler. Öneri mecliste oylandı, kabul edildi. Böylece Ankara yeni Türkiye Devleti’nin başkenti oldu.
Başken, ülkenin yönetim merkezidir. Büyük Millet Meclisi, devlet başkanı, başbakanlık, bakanlıklar, yüksek yargı organları, başkentte bulunur.
Ankara başkent olduktan sonra gelişti. Modern yapılar, büyük apartmanlar yapıldı. Yüksek okullar, üniversiteler açıldı. Fabrikalar, yeni iş yerleri kuruldu. Kent kısa sürede büyüdü, genişledi.
Ankara bugün nüfus yoğunluğu bakımından yurdumuzun ikinci büyük kentidir.
Her yıl 13 Ekim günü Ankara’nın başkent oluşu, düzenlenen büyük törenlerle kutlanır. Ankara Kalesi’nde başlayan bu törene özel giysileri içinde seymenler, öğrenciler, çeşitli dernek temsilcileri katılırlar. Törende yapılan konuşmalarda Ankara’nın başkent oluşunun anlam ve önemi belirtilir.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

GüZEL BİR HİKAYE

Adamın biri artık karısının eskisi kadar iyi duymadığından korkuyormuş ve karısının işitme cihazına ihtiyaç duyduğunu düşünüyormuş. Ona nasıl yaklaşması gerektiğinden emin değilmiş. Bu durumu konuşmak için aile doktorunu aramış; doktor adamın karısının ne kadar duyduğunu anlayabilmesi için basit bir yöntem önermiş. "Yapacağın şey şu, karından 40 adım ileride dur, normal bir konuşma tonuyla bir şeyler söyle; eğer duymazsa 30 adım ilerisinde aynı şeyi tekrarla, sonra 20 adım; cevap alana kadar aynı şeyi tekrarla" O akşam karısı mutfakta akşam yemeğini hazırlarken adam işlemi uygulamaya koymuş. 40 adım uzaklıktan karısına normal bir konuşma tonuyla seslenmiş "Hayatım bu akşam yemekte ne var?" Cevap yok Mutfağa biraz yaklaşmış. Mesafeyi 30 adıma indirmiş ve soruyu tekrarlamış "Hayatım bu akşam yemekte ne var?" Gene cevap yok Mutfağa biraz daha yaklaşmış, mesafe 20 adım ve tekrar sormuş "Hayatım bu akşam yemekte ne var?" Hala cevap yok Adam mutfağın kapısına gelmiş artık mesafe iyice azalmış ve soruyu tekrarlamış "Hayatım bu akşam yemekte ne var?" Gene cevap alamamış Bu sefer karısına iyice yaklaşmış ve aynı soruyu tekrar sormuş "Hayatım bu akşam yemekte ne var?" "Hayatım beşinci kez söylüyorum, Tavuk" Hikayenin ana fikri: Belki de genelde düşündüğümüz gibi problem daima karşımızdaki kişilerde olmayabilir.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

EN üNLü AVUKATİN KAYBETTİĞİ TEK DAVA...

EN üNLü AVUKATİN KAYBETTİĞİ TEK DAVA...
Ünlü bir futbolcu karisini öldürmekle suçlaniyordu.Futbolcu yakalanmisti. Ama karisinin cesedi ortadayoktu.Durusma Amerikan filmlerindeki gibiydi. Futbolcu saniksandalyesinde oturuyordu. Kucak dolusu parayla tuttuguavukati jüriyi ikna etmeye ugrasiyordu:"Sayin jüri üyeleri, müvekkilimin suçsuz oldugunayürekten inaniyorum. Buna az sonra sizler deinanacaksiniz.Neden mi? Bakin, simdi 1' den 10' a kadar sayacagim vemüvekkilimin öldürdügü iddia edilen karisi bu kapidaniçeri girecek... 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10..."Bütün jüri kapiya döndü. Kimse girmedi içeri.Avukat bir savunma dahisiydi, öldürücü hamlesiniyapti:"Bakin, siz de kadinin öldügüne inanmiyorsunuz. Çünkühepiniz içeri girecek diye kapiya baktiniz. Istekarari buna göre vermenizi talep ediyorum."
Jüri, ünlü futbolcuyu suçlu buldugunu bildirdi ve davabu sekilde sonuçlandi.Mahkeme çikisinda avukat, bayan jüri baskaninayaklasti:"10' a kadar saydigimda siz de diger üyeler gibikapiya bakmistiniz. Neden böyle bir karara imzaattiniz?""Dogru" dedi jüri baskani; "Ben de kapiya baktim, amamüvekkiliniz kapiya bakmiyordu!. ."

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

BİR DİLENCİNİN AĞZINDAN - BAYRAM İÇİN ÖZEL

BİR DİLENCİNİN AĞZINDAN - BAYRAM İÇİN ÖZEL
Sanırım aşağıdaki mısralar bir dilencinin ağzından çıkabilecek en şiirsel sözler olsa gerek. Elbette Goethe Faust ta bu güzel mısraları bir dilencinin ağzından bizlere yazmış. Bakınız ne diyor; İyi kalpli baylar ve güzel bayanlarSize dilerim kutlu bayramlarLütfen yüzüme iyi bakınVe beni dardan kurtarınBoşa gitmesin bu şarkılarSadaka veren olsun bahtiyarBayram yaparken herkesSevinsin birazda şu kimsesizNe olur sevincinden bayramınBana da bir pay ayırınGoetheHeralde çoğumuz dilenciye para vermişiz yada çalışsın kardeşim demiş yahut acaba gerçek dilenci mi diye düşünmüşüzdür. Ancak aşağıdaki mısralar bir dilencinin ağzından bize aktarılmış gibi görünsede asıl mesele toplumda yardıma muhtaç kimselere nasıl yardım edeceğimiz ve paylaşacağımız fikrinin vurgulanmasıdır. 1700 lü yıların büyük Alman şairi ve oyun yazarı olan Goethe sanırım teknolojiden uzak o günlerde bu günlerde bir çok kimsenin görmediği şeyleri görmüştür. Zaten büyük sanatçı olmanın bir kriteri de bu olsa gerek. Bir şeyleri farklı görebilmek. Tabi onların okuduklarını ve düşündüklerini bilmeninde ötesinde, bir bilgelik olmalı ruhlarının derinliklerinde. Onların sanki içlerinde gönüllerinde fazladan gözler yahut kulaklar var. Farklı duyar ve duyarlılıklar gösterirler. Eğer bir şair bir eserini 60 yılda yazıyor ise bu eser defalarca okunmaya değer bir eser olsa gerek. Sanırım batı edebiyatında farklı bir tarzı ve gönül gözü olan nadir şairlerden biri Goethe. Bu güne gelirsek yani 2007 ye. Bizler topumsal yardımlaşma kavramında nasıl bakıyoruz? Örneğin lüks arabamızda sahilden usul usul giderken arabamız ışıkta durduğunda yandaki çöp kutusundan ekmek bulmaya çalışan bir dilenci ne kadar ilgimizi çekiyor. Yada Dünya nın x yerinde haksız yere ölen veya öldürülen insanları haber bültenlerinde gördüğümüzde nasıl devekuşları gibi kafamızı toprağa gömerek hiç bir şey yokmuş gibi sohbetimize devam ediyoruz. Elbette herkes zengin olsun. Ama bu Dünya daki herşey bazı kimselerin emrine verilmiş değildir. Evet bazıları ise buna güçlü olan kazanır diyor. Bu sanırım hayvanlar alminde böyle. İnsanlar ise durup düşünüp analiz yapabiliyor. Ve hayır diyor. Güçlü olan değil iyi olan hakeden kazansın ve yaşasın. Eğer güçlü olan kazanacaksa bu oyunda ben yokum topumu alıp giderim demek de doğru değil. Şöyle bir etrafımıza bakalım. Gururla ekmek ve yaşam mücadelesi veren ama ihtiyaçlarını karşılamayan insanlara hep beraber yardım edelim. O zaman belkide sokaklarda Goethe nin dizelerideki gibi bizimle dalga geçen bohem dilencilerle karşılaşırız. Onlarla şiir konuşur sohbet ederiz. İyiki varmışsın Goethe gönlüne ve kalemine rahmet

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

MAKALE NEDİR ?

MAKALE NEDİR ?
Makale, belirli bir konuda, bir görüşü, bir düşünceyi savunmak ve kanıtlamak için yazılan yazı türüne denir. Gazete dergi ve internette yayınlanır. Ayrıca herhangi gerçeği açıklığa kavuşturmak, bir konuda görüş ve tezler ortaya koymak ve bir hipotezi savunmak, desteklemek için yazılmış olan yazılara da makale denir.
Makale yazarken aşağaıdaki kriterler önemlidir.-Anlatımda sade ve belirli bir formata uygun olursa daha iyi olur. -Somut özellikler ön plandadır.-Öne sürülen düşünce ve tez kanıtlamak icap eder.-Makele yazarken belirli bir konu yoktur. Yazar her konuda yazabilir.-Gazetee dergi ve internette yayımlanır.
Ayrıca bilimsel standartlarda makale yazmak çok önemlidir. Örneğin çok önemli bir hipotezi ispatlasanız dahi eğer bu bilimsel makale formatına uygun değilse hiç bir bilimsel yayında itibar görmez hatta yayınlanmaz. Bu sebeple akademik kariyer sahibi insanlar makalelerini belirli bir formata uygun kalarak yazmak zorundadır. Bu okuyanların işini kolaylaştırır. Akademik bilgi düzeyi ve yazılan hipotezin doğruluğu ile ilgili makale arasında bilimsel bilgi düzeyi açısından direk bir bağlantı olmasa da, bilimsel makale yazma alışkanlığınız ve formata uygunluğunuz karşı tarafın sizi değerlendirmesinde rol oynayabilir. Akademik süreçde bilimsel Dünya ya sunulan bir bilgi demetinin başarısı anlaşılır bir düzeydeki dille ve formatına uygun bir biçimde karşı tarafın yargı gücüne sunulmuş olma özellikleri ilr doğru orantılıdır.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Yarın yine okul var

koskoca 5 gün tatili bitirdik yarın yine okul var yine ders var off gitti güzelim 5 gün allahtan nette biraz vakit öldürdükte boşuna gitmiş olmadı zaten bayramı bayram gibi yaşamadıkki artık herkez internette msn başında geçiyor günlerini ve zamnları inş. beden ögretmeni gelir söle güzel bir maç yaparız yoksa okulun ilk günü çekilmez zaten sınavlarda var bunaltıyor bu sınavlar insanı yarı yıl tatilinede girsekte biraz rahat etsek birde psikolojiden geçmem gerekiyor yoksa karnede çok fena sırıtıcak:D neyse fazla uzatmıyım herkezin geçmiş bayramını kutluyorum

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

ERKEKLER EVLENMEYE NASIL KARAR VERİR ?

ERKEKLER EVLENMEYE NASIL KARAR VERİR ?

Genç bir erkeğin dört kız arkadaşı vardı ve bir türlü hangisiyle evleneceğine karar veremiyordu. En sonunda doğru kararı verebilmek için bir test yapmaya karar verdi. Her birine 1000$ verdi ve 'bu parayı istediğiniz gibi harcayın' dedi...
Birinci kız arkadaşı kendisine yeni elbiseler ve ayakkabılar aldı, kuaföre ve güzellik salonlarına gitti. Genç erkeğe geri geldiğinde söyle dedi: 'Senin için en güzeli ben olmak istiyorum, çünkü seni seviyorum!' İkinci kız arkadaşı ise genç erkeğin tuttuğu takımın iki kombine biletini,en sevdiği türden bir suru video CD ve bir ay yetecek bira ile geri geldi ve söyle dedi: 'Bunlar senin için aldığım hediyeler, eminim seni mutlu edecektir, senin mutlu olmanla bende mutlu olacağım.'
Üçüncü kız arkadaşı ise bu parayla iyi bir yatırım yaptı ve kısa bir sure içerisinde para kendini ikiye katladı ve bu parayi da çeşitli yatırım alanlrında kullandı. Genç adama geri gelerek söyle dedi; 'Bana verdiğin parayı birlikte yaşayacağımız mutlu bir gelecek için çoğalttım, çünkü seni seviyorum!'
Dördüncü kız arkadaşı ise bu paranın bir kısmıyla bir suru kitap aldı, kalan kısmıyla ise fakirlere yemek dağıttı. Genç adama geri gelerek söyle dedi: 'Verdiğin paranın bir kısmıyla sana layık olabilmek için bir suru kitap aldım diğer kısmıyla ise senin adına fakirlere yemek dağıttım.'
Genç erkek dört kız arkadaşının yaptıklarından çok etkilenmişti. Karar vermek için epey bir sure düşündü ... düşündü...düşündü... ve sonunda büyük göğüslü olanla evlenmeye karar verdi :)))))))))

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Galatasaray beraberlige talim


Galatasaray, ilk yarıyı lider bitirmek amacıyla çıktığı maçta takılınca 3. oldu G.Birliği OFTAŞ 0-0 GalatasarayTurkcell Süper Lig'in 17. haftasında Ankara 19 Mayıs Stadı'nda Gençlerbirliği OFTAŞ spor ile karşı karşıya gelen Galatasarayımız, maçtan 0-0'lık beraberlik ile ayrıldı. Maç boyunca çok etkili olamadık ve puan kaybı yaşadık. Bu sonuçla birlikte Galatasarayımız ligin ilk yarısını 36 puanda ve 3. sırada tamamladı.


7 EKSİK VARDI
İlk yarıyı lider bitirebilmesi için mutlaka kazanması gereken Galatasaray, başkent deplasmanına 7 futbolcusundan yoksun geldi. Sarı-kırmızılı takımda, sakatlıkları nedeniyle ülkelerine giden Lincoln, Linderoth, Carussca, sakat olan Ümit, Ayhan, Okan ve kırmızı kart cezalısı Hasan Ankara'ya getirilmedi.


bu durumda sivasspor 1.sırada kapatırken ilk yarıyı 2. sırada ise fenerbahçe kapatttı galatasaray ise 3.sırada bitirdi ikinci yarıda neler olucagını bilemeyiz ama fenerbahçenin ve kayserisporun iyi yerlere gelmesini istiyorum

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Blog yazılarınızın okunulurluğunu artırın

Bloglarınıza hit çekmeyi herkes anlatıyor.Ama sadece bloga hit çekmekle olmaz gelen ziyaretçiyi yazdığınız yazıları okumaya teşvik etmeniz lazım.Tabiki bu teşvik gelen ziyaretçiye şu yazıyı oku diyerek olmaz.Nasıl olur diyosanız ben bikaç bilgi vericem, şimdi bunları deneyerek ziyaretçilerinizin dikkatini nasıl yazılarınıza çekebileceğinizi anlatıcam.Bu yazdıklarımı uygularayak hem blogunuzdaki karmaşık görüntülemeyi azaltabilirsiniz hem ziyaretçileri yazılarınızı okumaya yöneltebilirsiniz hemde yazılarınızı okuyan ziyaretçi yazı ne kadar uzun olursa olsun yazıyı sıkılmadan okur:

Yazıya Resim Eklenmeli:

Blogunuzda yayınladığınız yazılara resim eklemenin 3 güzel getirisi vardır:Birincisi yazıya olan ilgiyi artırır yazının okunulabilirliğini yükseltir.İkincisi karmaşayı önler, yazıların iç içe geçmemesini böylece ziyaretçinin yazıları okumaktan soğumasını önler.Üçüncüsü bloga güzel bir görünüm katar.Eğer sıradan resimler yerine ilgi çekici resimler kullanırsanız yazılarınızı ziyaretçilere daha kolay okutturabilirsiniz.Ziyaretçiler resimli yazılar ne kadar uzun olursa olsun sonuna kadar okumaya meyillidir..O yüzden blog yazılarınızı resimlerle desteklemelisiniz...

Yazı Başlığı İlgi Çekici Olmalı
Çok güzel bi yazı yazdınız ama ziyaretçileriniz o yazıya yeterince ilgi göstermedi.Bence yazı başlığınızı yeniden düzenlemenizde yarar var...Aslında burada başlık şekli için çok örnek verilebilir ama her blogla her başlık uygun olmayacağı için blogunuzdaki yazıların başlıkları sizin yaratıcılığınıza ve hayal gücünüze bağlı.Dikkat çekici başlıklar kullanmalısınız..

Yazı Yazma Editörünü doğru kullanın
Blog yazılarınızın okunurluğunu artırmanın bir diğer yoluda asla düz bir yazı yazmamalısınız.Çok abartılı olmamak şartıyla yazılarınızda kalın ve italik yazı şeklini kullanmanız yada yazıdaki madde başlıklarını renkli yapmanız yazının karmaşık görünmesini engeller ve neyin nerede olduğunu gören ziyaretçi yazıyı sonuna kadar okur..Mesela bir yazı yazdınız adsendenden daha fazla kazanmak için 10 madde diye.Burada yazıya resim olarak adsensenin resmi yerine para resmi koymanız ve sıraladığınız 10 maddenin başlıklarını kalın harfle ve kırmızı renkle yazmanız o yazının okunulurluğunun %200den daha fazla artmasını sağlayabilir..

Yazım Yanlışı Yapmamaya Çalışın
Yukarıdaki anlattıklarımı yaptığınızda ziyaretçilerin yazılarınızı okumaya başlamalarını sağlarsınız.Ama sadece okumaya başlamalarını sağlarsınız.Blogunuzda yazı yazarken v yerine w, g yerine q vs. kullanırsanız, şimdi kesin olacaktır yerine simdi kesin olacaktir yazarsanız ziyaretçilerin yazıyı okumayı başladığı gibi bitirmeyeceğini bilmelisiniz..

Yazınızda Bahsettiğiniz Sitelere Link Verin
Bir yazı yazıyosunuz peki yukarıdakilerin dışında daha nelere dikkat etmeniz gerekir.İşte bu maddeye dikkat etmeniz gerekir.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Dünyanın en iyi blogcularından biri olmak isteyenlere bilgiler

1-Güzel bir tema kullanın.
-Blogunuza gelen ziyaretçilerin hoşuna gidecek özelliği ve kullanımı kolay sorunsuz bir tema kullanın.Kullanışlı olması ziyaretçinin istediği şeyi anında bulmasına yarar böylece ziyaretçiyi blogunuzda daha uzun süre tutabilirsiniz.


2-Yorumları açın.
-Blogunuzdaki konulara ziyaretçilerin yorum yapabilmeleri için yorum ekleme özelliğini aktif tutun.Burada dikkat etmeniz gereken şey ziyaretçilerinizin kolaylıkla yorum eklemesini sağlamaktır.Asla yorum eklemek için üye olmalarını istemeyin ve yorum eklemek için dolambaçlı yollardan geçmelerine sebep olmayın.Kelime doğrulama özelliğini eğer kapatabiliyorsanız mutlaka kapatın.Kelime doğrulama işlemini geçemeyen ziyaretçi bi dahaki sefere yorumunu yazmak istemeyebilir.


3-İlgi çekici olun.
-Ziyaretçileriniz ben bu blogda şu şu şu sebepten dolayı varım, bu blogu şu sebepten dolayı seviyorum diyebilsin.Diyebilsin ki farkınız ortaya çıkabilsin..



4-Yorumlara cevap verin.
-Birisi blogunuzdaki konulara yorum yazınca eğer gerekiyorsa ona cevap vermekten kaçınmayın.Bu blogunuzu ve ziyaretçilerinizi ne kadar düşündüğünüzü ve bu işte ne kadar ciddi olduğunuzu gösterir.


5-Büyük blogcuların bloglarına göz atın.
-Çeşitli yollardan geçip blog dünyasında nam salmış yazılarına yorumlar yağan blogcuların bloglarını takip edin.Bunun için RSS en iyi seçenektir..Unutmayın zirveye çıkarken onlardan öğreneceğiniz çok şey var.Onların tavsiyelerine kulak asın.Blog konusunda yaşadıkları tecrübeleri okuyarak yapılan hataları görüp zirveye merdivenlerden yürümek yerine asansörle çıkabilirsiniz..


6-Blog servislerine üye olun.
-Kendilerini sizin blogunuzun tanıtımını yapmaya adamış blog servislerine, örneğin Blograzzi ye blogunuzu kayıt edin.1-2 hafta içinde oralardan blogunuza ciddi bir ziyaretçi geldiğini göreceksiniz.



7-Farklı olun.
-Blog konusunda diğer blogculardan farklı olun.Farklı temalar kullanın, farklı yazılar yazın, farklı yenilikler yapın.. Ziyaretçiler blogunuza girdiğinde biz bu konuyu başka yerlerde görmüştük deyip blogunuzdan ayrılmasınlar.Herkesin heryerde görebileceği yazılar yazmayın farklı olun kişisel yazılar yazın.Kişisel yazılar yazın ki aynı içeriklerden sıkılan ziyaretçi farklı yazılar aradığında sizi bulsun..
Diğer uygulamanız gerekenlerse şunlar:


8-Susmayın, sustukça sıra size gelecek :)
-Haklı olduğunuz konuları blogunuzda tartışmaktan korkmayın.Eğer reklam vereninizden bile şikayetçiyseniz bunu blogunuzda tatlı bir dille, kimseye hakaret etmeden, kimseyi küçük düşürücü cümleler kullanmadan yazın.Bu hem hakkınızı aramaya hemde ziyaretçilerin gözünde + puan kazanmaya yarar..



9-Alıntı olduğunu belirtin.
-Öncelikle belirtmek istediğim nokta hiçbir yazıyı direk kopyalayıp blogunuzda yayınlamayın.-Diğer bir nokta ise alıntı yazıların alıntı olduklarını mutlaka belirtin.Fikir hırsızı olmayın.Aklınızı sizin vakit ayırarak yazdığınız bir yazıyı birilerinin kendi sitelerinde kendileri yazmış gibi göstermeleri gelsin.Bu sizin için çok kötü olurdu gerçekten.Ayrıca alıntı yazılarda konu içine mutlaka bir iki kelimede olsa kendi fikirlerinizi yazın.



10-Ciddi olun.
-Yazdığınız yazılarda ve yorumlara verdiğiniz yanıtlarda gerekmedikçe laubali cümleler kurmayın.Blogunuzda bu yazınızı okuyanlar sizi ilk defa görmüş olabilirler…


11-İletişime geçin.
-Diğer blog sahipleriyle mail veya msn yolu ile iletişime geçin.Bloglama konusunda kafanıza takılanları onlara sorun, size mutlaka cevap vereceklerdir, eğer verecek cevapları yoksa sizi sorunuza cevap bulabileceğiniz yerlere yönlendirmekten zevk duyarlar..


12-Diğer bloglara yorum yapın.
-Büyük blog yazarlarının bloglarına yorumlar yapın.Eğer yaptığınız yorum gerçekten birilerinin işine yaradıysa o kişiler sizin blogunuza akın ederler..


13-Blogunuzu güncel tutun.
-Eğer ziyaretçilerinizin kalıcı olmalarını isterseniz blogunuza mutlaka en az 3 günde 1-2 tane yazı gönderin..Böylece hem arama motorlarının botları sitenize daha çok uğrar pagerankınız ve indexlenen sayfalarınız artar hemde ziyaretçilerin devamlılığını sağlar.Ayrıca her 6-7 ayda bir blogunuzun temasını değiştirin.Ziyaretçiler farklı şeyler görmeye bayılırlar..



14-Nostaljik olun.
-Blogunuzda nostalji yapın.Mesela bugün blogunuzu açmanızın 1. Yılıysa blogunuzda bundan bahsedip blogunuzda ilk yazdığınız yazıyı ziyaretçilere aktarın.Eğer bugün blogunuzun yıldönümüyse bir nereden nereye yazısı yazmak iyi olur..



15-Ziyaretçilerinize destek olun.
-Ziyaretçilerinizin size sordukları sorulara gereken cevapları mutlaka verin.Sizin bu işte ne kadar ciddi olduğunuzu görürler ve blogunuzu sık sık ziyaret ederler.Ayrıca bazı sitelerde yeri gelmişken sizin blogunuzdan ve sizden bahsedip ziyaretçi sayınızı ve size ilgi duyan, sizi takip edenlerin sayısını aşırı derecede katlarlar..


16-Amatör ruhunuzu koruyun.
-Ne kadar profesyonel bir blogcu olursanız olun her zaman amatör ruhunuzu korumaya dikkat edin.Unutmayın blogunuzun ziyaretçileri sizin kadar bilgili olmayabilirler..


17-Ziyaretçilerinizi ziyaret edin.
-Nasıl olacak o derseniz hemen anlatayım:Blogunuza yorum yapan kişilerin çoğunun bir kişisel sitesi olduğunuz düşünürsek onlar muhakkakki blogunuza yaptıkları yorumlarda kendi sitelerininde olduğunu size aktarırlar.Onların sitelerine girmekten kaçınmayın ve mümkünse onların sitelerindeki konulara yorum yapın.Bu size hem yeni ziyaretçi kazandıracak hem eski ziyaretçilerin sizi tekrar bulmasını sağlayacak hemde görüş ufkunuza katkı sağlayacaktır.


18-Blogunuza resim veya karikatür koyun.
-Bazen anlatmanız gerekenlere kelimeler yetmez.O zaman bir resimle konu içeriğinizi destekleyin..


19-Ekip üyeleri edinin.
-Eğer kullandığınız blog altyapısı destekliyorsa kendinize bikaç tane ekip üyesi bulun.


20-Ziyaretçiye oynayın.
-Blogunuzdaki yazılarla her zaman reklam veren yerine ziyaretçiye oynayın.Yani reklamlar için konu açmak yerine ziyaretçilerinizin işine yarayan konular açın.Reklamlardan daha fazla gelir elde ettiğinizi ve daha çok ziyaretçi kazandığınızı göreceksiniz.1 taşla 2 kuş böyle vuruluyor işte..


21-Link takası yapın.
-Blogunuzun içeriğiyle ilgili olan diğer bloglarla link takası yapın.


22-Rapor tutun.
-Blogunuza gelen ziyaretçi hangi site üzerinden geliyor, en çok ziyaretçi hangi zamanda gelmiş, ziyaretçiler en çok hangi konunuzla ilgilenmiş vs. gibi bilgileri öğrenmek büyük blogcu olmak için gereken en önemli şartlardan biridir.Büyük blogcular hedef kitlelerini bilirler.Bu raporları nasıl tutacağınıza gelince benim önerim ziyaretçinin herşeyini en küçük noktasına kadar gösteren extremetracking servisi.Bu servisleri internette biraz araştırıp bulabilirsiniz..Tutacağınız bu istatiskik raporu ileride çok işinize yarayacaktır.Ayrıca reklam verenlerin butip raporları baz alabildiğide oluyor..


23-Dinlenin.
-Blog yazarken eğer gerçekten çok yorulduğunuzu hissediyorsanız yazmayı bırakarak kendinize biraz zaman ayırın ve dinlenin.Bu sizi yorgunken saçma sapan kelimelerle, anlamsız cümlelerle konu yazmanızı biraz engeller..


24-Siz bu işi bırakın.
-Tüm bu anlattıklarımı yaptığınız halde ve 8-9 ay geçtiği halde blogunuz yine ilk zamanki gibiyse, ziyaretçi ve hit sayınız yaklaşık olarak aynıysa blog yazmayı bırakın.Çünkü siz bu işin adamı değilsiniz...

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Gripten korunma yolları


Sonbaharı yaşadığımız şu günlerde yavaş yavaş grip salgınları yaşanmaya başlandı..Bende biraz araştırıp grip karşısında nasıl korunabiliriz sorusuna yanıtlar aradım..Eğer kışın sık sık grip oluyosanız bu bilgileri biraz daha dikkatli okumanızı öneririm:
Nasıl bulaşır?
Grip de nezle gibi, hasta kişilerin bulunduğu ortamlarda, hapşırma ve öksürme yoluyla ve virüs bulaşmış ellerle temas (örn.tokalaşma) sonrasında kolaylıkla bulaşır.Enfekte olanlar enfeksiyon başlamadan 2 gün öncesinden başlayarak semptomlar başladıktan 7 gün sonrasına kadar virüs yayarlar. Bu süre içinde duyarlı kişiler için enfekte olma riski yüksektir. Dünya nüfusunun tahmini olarak yüzde 10'u ila yüzde 20'si her yıl gribe yakalanmaktadır.
Korunma yolları yazının devamında...:
Risk grubunda olanlar:
Küçük çocuklar ve 65 yaşından büyük olan kişiler en önemli risk grubunu oluşturmaktadır. Bunların dışında uzmanlar özellikle;
* Şeker hastaları
* Astım ve kronik akciğer hastalığı olanlar
* Transplantasyonlu organ nakli yapılmış hastalar
* Böbrek hastaları
* Bakımevlerinde ve huzurevlerinde kalanlar
* Bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi gören kişiler
* Anne adayları (gebeliğin 3. ayından sonra)
* 6 aylık veya daha büyük bebeklere de grip aşısı yaptırılması gerektiğini kaydediyorlar.

FPRIVATE "TYPE=PICT;ALT="
Grip hastalığının belirtileri nelerdir?
* Ateş
* Titreme
* Baş, sırt, kol ve bacaklarda ağrı
* Boğaz ağrısı ve kuru öksürük
* Halsizlik
* İştah kaybı
* Kas ve eklem ağrısı
* Bulantı
* Gözlerde yanma
* Burun akıntısı
Şimdi geldik en önemli yere:Gripten korunma yolları:
Gripten korunmanın en başta gelen yöntemi grip aşılarıdır. Grip aşısı, özellikle hastalığa yakalanma ve sonrasında oluşabilecek hastalıklar yönünden risk taşıyan Yüksek Risk Grubu dediğimiz kişilere faydalıdır.
Diğer korunma yolları şunlarmış:
Grip, nezle ve soğuk algınlığı gibi solunum yolu hastalıklarının topluma yayılmasının önlenmesi için sağlamlardan çok hasta olanların daha dikkatli ve sorumlu davranması gerekir. Hastalar en azından iyileşene kadar başkalarıyla öpüşmemeli, kucaklaşmamalı ve hatta tokalaşmamalıdır. Virüs, yıkanmış elde de bulunur. Ayrıca yine hastalar ağız ve burunlarıyla temas ettiklerinde, öksürük, hapşırık nedeniyle ellerine sekresyonları bulaştığında ellerini yıkamadan başkalarının kullandığı telefon ve benzeri ortak araçlara temas etmemelidir. Hasta kişilerden etrafa saçılan virüs parçacıklarının havada asılı kalabilme yeteneğinin olması bulaşıcılığı daha da arttırmaktadır. Hastalar ilk 3-4 gün zorunlu değilse sinema, okul, işyeri, metro, otobüs gibi kalabalık ortamlara girmemeli, evlerinde istirahat etmeli, mutlaka çıkmaları gerekiyorsa maskeyle sokağa çıkmalıdır. En etkili korunma hastaların alacağı bu gibi tedbirlerle olur. Sonbahar-kış aylarında uygun giyim ve beslenmeye dikkat edilmeli, kalın-yünlü sıcak giysiler kullanılmalı, terli kalınmamalı, bol sebze ve meyve tüketilmelidir. Vücut direncini düşüren ve kolayca hasta olmamızı sağlayan etkenlerden uzak durulmalı, aşırı yorgunluk, alkol, sigara, az ve düzensiz uyku, düzensiz ve tek yönlü beslenmemeye dikkat edilmelidir.
Hepinize mutlu ve sağlıklı bir kış diliyorum...

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Yeni blog siteme başlıyorum


yeni blog sitemde Teknoloji, Bilişim, AdSense, Karikatür, Bilgi, Hayat Üzerine Yazılar, Eğlence, Müzik, Video,spor, Blogger yazarları ve sayamadıgım herşey hakkında yazılar yazıcam yaklaşık 1 seneden beri yazıyorum ama pek önemsemiyorsum inş. bu blog sitem uzun süreli bir blog sitem olur ve hergün güncel konular ile karınızdayım ve daha geniş bir yazılarımla sizlere katkıdaa bulunucam saygılarımla sarıxx

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS