SaRı BloG

RSS

Çini Ustası Sıtkı Olçar Çini Ustası Faik Kırımlı

BİR ÇİNİ USTASI : SITKI OLÇAR

Başladığında hedefine yaklaştığını hissediyor. Ellerinden çıkan biçim ve desenler, heyecanını daha da artırıyor. Sıtkı Usta hem kendini aşmaya çalışıyor, hemde sanatının sınırlarını zorluyor.

Sıtkı Usta, sanatıyla, Türk kültürünün derinliklerinden akıp gelen damlaları bir şelaleye çeviriyor.

Sıtkı Olçar'ın, nam-ı diğer Sıtkı Usta'nın su, ateş ve toprakla tanışması bundan tam 30 yıl öncesine rastlıyor. 1948 yılında Kütahya'da doğan Sıtkı Olçar, Amerikalıların termik santral yapımı için kurdukları şirkette çalışırken, belki de daha küçük yaşlarda kanına girmiş olan çini sanatına doğru yönelmeye karar veriyor. Bu uzun, zorlu ve sabır gerektiren yolculuğa ilk adımını 1975'te kurduğu Osmanlı Çini Atölyesi ile atıyor. Yaratıcılığı, mesleğine duyduğu tutku, sevgi, arzu ve sabrının ürünleri ortaya çıkmaya başladığında hedefine yaklaştığını hissediyor. Ellerinden çıkan biçim ve desenler heyecanını daha da artırıyor. Sıtkı Usta hem kendini aşmaya çalışıyor, hem de sanatının sınırlarını zorluyor...

İlk yıllarda İznik benzeri çiniler üretiyor. Ama asıl ününü arkaik dönem formlar üzerine mavi-beyaz iznik çini imitasyonlarını çalışmaya başlayınca çalışıyor. Geleneklerine bağlı yöre sanatçılarına ters gelen bu çalışmalar yabancıların dikkatini çekiyor. Eserlerini alıp başka ülkelere taşıyanlar, Sıtkı Olçar adını yurtdışında tanıtmaya başlıyorlar. İlk ürünlerini, atölyesini kurduktan tam iki yıl sonra, Madam Mari Erkonoz'un desteğiyle Büyükada'daki bir galeride sergiliyor. Ardından Artizan Sanat Galerisi'nin sahibi Ertan Mestçi ile tanışıyor. Hem bu tanışıklık, hem de Sanat Tarihçisi Prof.Dr.Gönül Öney tarafından kendisine gönderilen Çanakkale dönemine ait kitaplar, İznik ve Kütahya ile ilgili dökümanlar, onu başka form ve desen arayışlarına yönlendiriyor. Artık eserlerinde yelkenli gemiler, kuşlar, geyikler ve evler görülmeye başlanıyor.

1980 yılından itibaren özellikle İznik çinileri üzerine çalışmalarını sürdürüyor ve kaybolup gitmekte olduğu düşünülen 18. yüzyıl Kütahya çiniliğine yeni bir boyut ve dinamizm getiriyor. Profesyonel anlamda ilk sergisini de aynı yıl, Akbank Bursa Sanat Galerisi'nde açıyor. Bu sergiden sonra ürettiği eserlerde Selçuklu devrinin ünlü firuze sırrını yarı mat ve mat olarak yeniden canlandıran Sıtkı Olçar ardından yine Selçukluların kullandığı sarı rengi üretmeye başlıyor. Çini ve seramik çalışmalarını sanatından ödün vermeden sürdürmeye devam eden Olçar, Türk çini sanatının büyük ismi Faik Kırımlı'dan İznik çinilerinin inceliklerini öğreniyor ve mercan kırmızısının 300 yıldır çözülemeyen sırrını bulmayı da amaç ediniyor. 1986 yılında Yünanistan'ın Volsa kentinde düzenlenen 5.Balkan Ülkeleri El Sanatları Sergisi'nde Türkiye'yi başarıyla temsil eden Sıtkı Olçar'ın yapıtları özel koleksiyon ve müzelerde yer alıyor. Bir yıl sonra Paris, ardından Londra, ABD, Japonya, İsviçre, İtalya... Yalnızca "Sıtkı" imzalı görkemli çini ve seramikler dünyayı dolaşmaya başlıyor... Sabır dolu çalışmalar, insan, hayvan ve bitki motifleriyle süslü el emeği göz nuru eserler uluslararası çevrelerde de kabul görüyorlar.

Ve dünyanın her yerinde artık Sıtkı Olçar olarak değil, Sıktı Usta olarak anılıyor.



Sonsuz bir enerjiyle sürekli yenilikler peşinde koşarken ve ünü de giderek artıyor. Ama Sıtkı Usta alçakgönüllülüğünden, neşesinden ve babacanlığından hiçbir şey kaybetmemesini de Bunu şöyle açıklıyor Sıtkı Usta:

"Ben dünyayı, insanları, doğayı çok seviyorum. Bu nedenle de çevreme at gözlükleriyle değil, geniş bir açıdan bakıyorum. Öyle olunca da çevremdeki zenginlikleri görebiliyorum. Anadolu toprakları çeşitli medeniyetlerin tarih ve kültür hazineleri ile dolu. Bunları görebilen insanlar herşeyi düşünebilir ve başarabilirler".



Ona haklı nedenlerle "çini virtüözü" ya da "çininin Picasso'su" diyenler var. Renkleri, desenleri ve formlarıyla göz kamaştıran eserlerinde, işlediği bir figürü bir daha tekrarlamadığı için de koleksiyonerler peşinde...

alıntıdır.....

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

0 yorum: